2014 yılının 21 Eylül günü, İran tarafından desteklenen Husi milisleri başkent Sana’yı işgal ederek Yemen devletini silah zoruyla devirdi. Bu tarih, Yemenlilerin hafızasında bir dönüm noktası olarak kaldı; çünkü o gün sadece devlet değil, aynı zamanda ulusal kimlik, özgürlük ve gelecek de gasp edildi.

Bitmeyen Savaş ve Ağır İnsani Bedel

BM raporlarına göre Husi darbesinden bu yana:

• 377 binden fazla Yemenli hayatını kaybetti (doğrudan ve dolaylı).

• 4 milyondan fazla kişi yerinden edildi.

• Halkın yaklaşık %80’i insani yardıma muhtaç hale geldi.

• Husi bölgelerinde yoksulluk oranı %78’i aştı.

Çocukların Zorla Cepheye Sürülmesi

Husi milisleri yaklaşık 35 bin çocuğu zorla askere aldı. Küçük yaşta çocuklar ideolojik kamplarda “velayet” doktriniyle beyinleri yıkanarak cepheye gönderildi.

Baskı, Tutuklamalar ve İnfazlar

• 18 binden fazla siyasi ve sivil keyfi olarak tutuklandı.

• Kadınlar, Husi hapishanelerinde işkence ve psikolojik şiddete maruz kaldı.

• Yüzlerce askerî ve siyasi lider suikastla ortadan kaldırıldı.

Evler ve İbadethaneler Hedefte

• 900’den fazla ev patlatıldı veya el konuldu.

• Yaklaşık 100 cami ve Kur’an kursu yıkıldı ya da Husi ideolojisinin merkezine dönüştürüldü.

• Üniversiteler ve okullar, İran tarzı ideolojik müfredata zorlandı.

Ekonomik Felaket ve Açlık Politikası

2016’dan itibaren memur maaşları ödenmedi. Buna rağmen:

• Husiler, milyarlarca riyal zorla topladı.

• Halktan “Mevlid”, “Gadir Günü”, “Aşura” gibi dini bahaneyle ağır vergiler aldı.

Ulusal Kimlik Tehlikede

Yemen toplumunun kültürel yapısı, İran modeline göre dönüştürülmeye çalışıldı. Ulusal değerlerin yerine mezhepçi sloganlar ve törenler dayatıldı.

Sonuç

21 Eylül darbesi, Yemen için sadece siyasi bir kırılma değil, aynı zamanda bir medeniyetin ve kimliğin yıkımı oldu. Ancak Yemen halkı hâlâ direniyor; Marib, Taiz ve Şebve’de özgürlük mücadelesi sürüyor.