Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, son konuşmasında Yemen’in başkenti Sana’da faaliyet gösteren bazı BM kuruluşlarına yönelik ciddi suçlamalarda bulundu. El-Husi, özellikle Dünya Gıda Programı’na (WFP) bağlı bir “hücrenin”, Ağustos ayı sonunda İsrail’in Sana’daki Husi hükümeti toplantısına düzenlediği hava saldırısında “istihbarat rolü” oynadığını iddia etti.

Bu suçlamalar doğrudan Ammar Nasser adlı Yemenli WFP Güvenlik ve Emniyet Sorumlusu’nu hedef aldı. Nasser, yıllar boyunca Ukrayna’daki Mariupol’den Gazze’ye ve şimdi Yemen’e kadar dünyanın en tehlikeli bölgelerinde insani yardım çalışmalarına katılmış, deneyimli bir saha çalışanı olarak tanınıyor.

2023 yılı sonunda İsrail’in Gazze’ye yönelik yoğun saldırıları sırasında Nasser, BM ekibiyle birlikte sahada çalışarak sivillere gıda ve yardım ulaştırdı. Ancak birkaç ay sonra İsrail, Gazze’deki uluslararası yardım çalışanlarının bir kısmını sınır dışı etti ve Nasser bu listede yer aldı.

Husiler ise şimdi onu “İsrail için casusluk yapmakla” suçluyor. El-Husi, “BM’ye bağlı bazı hücrelerin istihbarat faaliyetlerinde bulunduğuna dair elimizde kesin bilgiler var.” diyerek iddialarını dile getirdi. Ancak uzmanlar, bu açıklamaların asılsız ve siyasi amaçlı olduğunu, Husilerin uzun süredir uluslararası yardım kuruluşlarını hedef aldığını belirtiyor.

BM kaynaklarına göre, uluslararası BM personelinin Gazze’ye girişleri yalnızca Erez Sınır Kapısı üzerinden ve İsrail makamlarının verdiği resmi izinle gerçekleşiyor. Bu izin, istihbarat bağlantısı değil, sadece idari bir prosedür.

40 yaşlarındaki Ammar Nasser, Yemen’in güneyindeki Abyen vilayetinden. Ağustos ayı sonunda Husiler, Sana’daki BM binasını basarak Nasser ve diğer bazı çalışanları tutukladı. O tarihten bu yana kendisinden haber alınamıyor ve ailesiyle iletişim kurmasına izin verilmiyor.

BM Sözcüsü Stephane Dujarric, konuya ilişkin yaptığı açıklamada:

“BM personelimizin herhangi bir casusluk faaliyetine karıştığı yönündeki tüm suçlamaları kesin bir dille reddediyoruz. Bu iddialar son derece rahatsız edici ve temelsizdir.” dedi.

Husilerin son yıllarda BM çalışanlarını hedef alan baskı, gözaltı ve şantaj kampanyaları giderek artıyor. Nasser’in durumu ise bu baskıların en dramatik örneği haline geldi.