Yemen’in Zamar kentinden gelen haberlere göre, Husiler selefi cemaate ait bir camiye baskın düzenleyerek imam ve görevlilerini gözaltına aldı. Olay, 2015 yılında taraflar arasında imzalanan “Birlikte Yaşam ve Kardeşlik Anlaşması”nın açık bir ihlali olarak değerlendiriliyor.

Yerel kaynaklar, baskının Zamar vilayetinin el-Hadda ilçesindeki Zuraça bölgesinde yer alan bir selefi camisinde sabah namazı sırasında gerçekleştiğini bildirdi. Husi milisleri camiyi kapatarak eşyalarına el koydu ve görevlileri bilinmeyen bir yere götürdü.

 İhlal Edilen Anlaşma

2015’te yapılan anlaşma, Husilerle selefiler arasında bir tür “tarafsızlık mutabakatı”ydı. Selefiler, siyasi faaliyetlerden uzak durmayı kabul ederken, Husiler de onların dini faaliyetlerine karışmamayı taahhüt etmişti. Ancak son yıllarda bu mutabakatın sürekli ihlal edildiği gözlemleniyor.

2018’den bu yana Husiler, Sana, Zamar ve Saada’da onlarca selefi cami ve medreseyi kapattı, bazılarını kendi ideolojik merkezlerine dönüştürdü.

 Sistematik Dini Baskı

İnsan hakları raporlarına göre, Husiler 2014’teki darbeden bu yana 800’den fazla camiyi yıktı veya ele geçirdi. 2024’te ise Hudeyde kentindeki Tebliğ ve Davet Cemaati’nin merkezini kapatarak onlarca kişiyi gözaltına aldılar.

Uzmanlara göre, Husilerin bu adımı “dini tasfiye” politikasının yeni bir aşaması. Amaç, İran’dan ithal edilen ideolojik düşünceye uygun tek tip bir dini yapı oluşturmak.

 Siyasi ve Dini Boyut

Yemenli araştırmacı Abdülkerim eş-Şemiri’ye göre, “Husiler, selefileri uzun vadeli bir fikrî tehdit olarak görüyor. Siyasi olarak tarafsız olsalar bile, Sünni düşünceleri Husi ideolojisine taban tabana zıt.”

Bu baskınların, Husilerin kontrol ettiği bölgelerde yaşayan tüm dini gruplara yönelik bir uyarı mesajı olduğu değerlendiriliyor: “Ya boyun eğin, ya da susturulun.”