Yemen’de binlerce Kaşıkçı öldürüldü
Murat Çabas - Yeni Mesaj
Dünya kamuoyu Kaşıkçı cinayetini 2 Ekim’den bu yana konuşuyor, tartışıyor. Elbette ki böylesine vahşi bir cinayetin gündemden düşmemesi, olayın aydınlatılması, perde arkasındaki sorumluların cezalandırılması lazım.
Fakat aynı Suudi Arabistan eliyle her gün onlarca “Yemenli Kaşıkçı” en acımasız bir şekilde katlediliyor, dünya bunu niye hiç görmüyor?
Gündem olması için, ölen herkesin Washington Post yazarı mı olması lazım? Suud konsolosluğunda mı ölmesi lazım? Suudi vatandaşı mı olması lazım?
Kaşıkçı cinayetinde ses kayıtları üzerinden bir noktaya varıldı, Yemen’de işlenen cinayetlerin ise videoları, fotoğrafları tüm dünya medyasında, basınında, her kanıt ortada…
Kaşıkçı bir kez öldü, Yemenli Kaşıkçılar ise her gün ölüyor. Kaşıkçı cinayetinin yankıları artarak sürerken, önceki gün Yemen’den bir katliam haberi daha geldi.
Yemen’in batısındaki El Hudeyde şehrindeki Beyt el Fakıh bölgesine yönelik Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon bombardımanında en az 19 kişinin öldüğü, 10 kişinin ise yaralandığı belirtildi. Masirah televizyon kanalının bildirdiğine göre hava saldırısı, biri çocuk 3 sivilin öldüğü ve 6 kişinin yaralandığı olaydan birkaç saat sonra gerçekleştirildi.
Yani çocuklar, bebekler, masum siviller katledilmeye devam ediyor.
Birleşmiş Milletlerin son Yemen raporunda, Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki koalisyonun Yemen’de çarşı yerlerine, sağlık kuruluşlarına, okullara, cenaze ve düğünlere hava saldırıları düzenlediği ve bu saldırılar neticesinde son 3 yılda 16.000 sivilin hayatını kaybettiği belirtildi.
16 bin sivil, acımasızca, başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin verdiği silahlarla katledildi. 16 bin Kaşıkçı 3 yıldan bu yana öldürüldü.
Ve BM’nin raporlarla önümüze koyduğu bu gerçeğe rağmen, Suudi Arabistan’a silah satan ülkeler bu katliamlardan dolayı değil de Kaşıkçı cinayetinden dolayı silah ambargosu uygulamayı planlıyor.
Halbuki bu bombalarla, silahlarla Kaşıkçı değil, Yemenli çocuklar katledildi.
Ve bu, bütün dünyanın gözleri önünde oldu.
Yemen, ABD-İsrail ikilisinin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında parçalanması ve işgali hedeflenen 22 İslam ülkesinden birisi…
ABD, BOP hedefinde olan Suudi Arabistan’ın eliyle BOP hedefinde olan başka bir ülkeyi Yemen’i yerle bir ediyor. Önce parçalatacak, sonra parçalayanı parçalayacak.
Hatırlarsanız, Yemen’deki vahşet, 9 Ağustos 2018’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun bir hava saldırısında okul otobüsünü vurması ve bu saldırıda 40’ı aşkın çocuğun katledilmesiyle ciddi manada gündem olmuştu.
Hatta New York Times’ın başyazısında, Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçlerinin, BM’nin ‘suç dolu katliam’ olarak gördüğü hava saldırılarının ‘dehşet verici’ olduğu belirtilerek, ABD’nin de suç ortaklığından dolayı utanması gerektiği kaydedilmişti.
Yazıda sadece ABD değil, Suudi Arabistan’a silah satan İngiltere ve Fransa da suçlanmıştı.
New York Times’ın yazısında Yemen’le ilgili şu acı gerçekler ortaya çıkarılmıştı:
“Hava saldırıları dehşet verici… Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyonun hava savaşı, zaten yoksul olan ülkeyi insani bir kâbusa ve ayrım gözetmeyen ölüm alanına döndürdü. Tekrar ve tekrar, Suudi öncülüğündeki hava saldırıları sivil hedefleri vuruyor, sayısız masum cana kıyıyor. Pazarda, düğünlerde, cenaze törenlerinde sayısız sivil bombalarla öldürüldü. Milyonlarca insan yiyecek ve sağlık sıkıntısından acı çekiyor.”
“Suudi Arabistan ve müttefikleri, daha fazla bomba satın alabildiği sürece, çocukları katletme konusunda çok az bir pişmanlığa sahip görünüyor, bu yüzden onları durdurmak bu imkânı verenlerin elinde… ABD ve Batılı müttefikleri için, Suudi Arabistan ve koalisyon ortaklarına silah satma ya da herhangi bir askeri yardım vermeyi durdurma zamanı geldi.”
Bunların hepsi yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. Ama Yemen’de ölen onbinler bir Kaşıkçı kadar dünyada ses getirmedi. Kaşıkçı cinayeti sebebiyle Suud Kraliyet ailesi ciddi bir krizin içine girdi.
Bütün dizginleri ABD ve İsrail menfaatine elinde tutmak isteyen, Yemen katliamlarının da mimarı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın tahtı sarsılmış vaziyette…
ABD bile onu gözden çıkarmak zorunda kalacak. Dahası olayın tsunamisi Trump’a uzanıyor, damadı Kushner vasıtasıyla… Almanya, İtalya ve diğer AB ülkeleri Suudi Arabistan’a silah satışlarını durdurma kararı aldılar. Şu bir gerçek ki, Suud Krallığını ve arkasındaki elleri büyük bir girdabın içine çeken, görünüşte Kaşıkçı cinayeti olabilir ama bence onlar asıl tokadı mânen Yemen’de katledilen masumlardan yiyorlar.
“Alma mazlumun âhını çıkar aheste aheste” der atalarımız, mazlumların âhını alıp da cezasını bir gün çekmeyecek olan yoktur.
Bu dünya İbrahimlere zulmeden Nemrutlara, Musalara zulmeden Firavunlara, Hüseyinlere zulmeden Yezitlere kalmadı, kalmayacak. Elbet, öyle ya da böyle cezalarını çekecekler ve çektiler de…
Bugün de İmam Ali efendimizin eliyle İslam’la müşerref olan, Ehlibeyt aşığı, Veysel Karani’yi bağrından çıkarmış Yemen illerine ölüm kusturanlar cezalarını çekiyorlar ve çekecekler de…
Bunun Kaşıkçı vesilesiyle olması sizleri yanıltmasın.
Bugün İslam ülkelerinin Yemen gibi, Irak, Libya, Afganistan gibi olmamasının tek bir yolu vardır, o da Prof. Dr. Haydar Baş’ın yıllardır Ehl-i Beyt Külliyatı’yla, Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla, panelleriyle vurguladığı “Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt” tezidir.
Cenab-ı Hakk’ın Kur’an ayetlerinde, Hz. Peygamber’in hadislerinde beyan buyurduğu, sarılmamız gereken birlik unsurumuz, ortak paydamız da budur, yani Ehl-i Beyt’tir.
Yorumlar