"Vakti saati geldiğinde gereğini yapacağız"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Donald Trump;un kendisine gönderdiği diplomatik nezaktten uzak mektubu konusunda; "Vakti saati geldiğinde bu konuyla ilgili olarak gerekenin yapılacağının da bilinmesini istiyoruz" dedi.
Dolmabahçe Çalışma Ofisi;nde yabancı medya temsilcileriyle bir araya gelen Erdoğan, Türkiye;nin Suriye meselesindeki duruşunu ve dün yaşanan gelişmelere kadar ki süreci paylaşmak istediğini söyledi.
Konuşmasında Trump;ın gönderdiği mektuba değinen Erdoğan, "Başkan Trump;ın siyasi ve diplomatik nezaketle bağdaşmayan bir mektubu medya yer aldı. Elbette bizler bunu unutmadık. Unutmamız doğru değil ama bizim karşılıklı olan sevgi saygımız da bunları sürekli gündemde tutmaya müsaade etmiyor. Bu konuyu bugünkü meselemiz ve önceliğimiz olarak da görmüyoruz. Vakti saati geldiğinde bu konuyla ilgili olarak gerekenin yapılacağının da bilinmesini istiyoruz" açıklamasında bulundu.
Erdoğan, Suriye;deki DEAŞ unsurlarıyla en etkili ve sonuç alıcı mücadeleyi Türkiye;nin yürüttüğünü belirterek, "2016 yılı Ağustos ayındaki Fırat Kalkanı Harekatımızla 3 binin üzerinde DEAŞ;lıyı biz El Bab;da etkisiz hale getirdik. Ülkemizin bu müdahalesinden sonra DEAŞ Suriye;de tutunamadı ve hızla çözüldü." dedi.
Suriye;de 2011;de ilk hadiseler başlamadan önce bu ülkeyle çok müspet ilişkilerin olduğunu dile getiren Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile ailece görüşecek derecede yakınlığa sahip olduklarını kaydetti.
Erdoğan, o dönemde Esed;e ülkesinde demokrasinin, insan haklarının, hukukun, adaletin geliştirilmesi konusunda pek çok tavsiyede bulunduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Özellikle de hiçbir hakka sahip olmayan Kürt nüfus konusunda adımlar atmasının önemli olduğunu söyledik. Ancak Esed bu tavsiyelerimize uygun işler yapmak yerine halkının üzerindeki baskıyı artırma yoluna gitmiştir. Suriye halkı Esed;e karşı direnirken Irak;ta ortaya çıkan DEAŞ belası bu ülkeye de sıçramıştır. Bir yandan rejimin, bir yandan DEAŞ;ın zulmü altında inleyen halkın tepesine bir de PKK/PYD/YPG, ne derseniz deyin, terör örgütü girmiştir. Sonuçta Suriye nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan 12 milyon kişi evinden olurken bunun yarısını teşkil eden 6 milyon kişi de ülke dışına gitmiştir. Bu 6 milyon kişinin Arabıyla, Kürdüyle, Türkmeniyle ve diğer gruplarıyla 4 milyonu da ülkemize gelmiştir. Bunlardan 3 milyon 650 bini Suriye genelinden, 350 bini ise Ayn el Arap;tan yani Kobani;den Türkiye;ye gelmiş ve bunlar tamamıyla Kürt nüfustur ve halen de bunlar ülkemizde misafir edilmektedir. Ağırlıklı olarak Sayın Obama döneminde gelen nüfustur bunlar."
Erdoğan, bu süreçte Suriye;yi mesken tutan terör örgütleri DEAŞ, PKK ve YPG;nin saldırılarını Türkiye;ye de yöneltmeye başladığını dile getirerek, "Suriye;deki DEAŞ unsurlarıyla en etkili ve sonuç alıcı mücadeleyi Türkiye yürütmüştür. 2016 yılı Ağustos ayındaki Fırat Kalkanı Harekatımızla 3 binin üzerinde DEAŞ;lıyı biz El Bab;da etkisiz hale getirdik. Ülkemizin bu müdahalesinden sonra DEAŞ Suriye;de tutunamadı ve hızla çözüldü. Esasen Fırat;ın doğusundaki hat boyunca Rakka ve Deyrizor;a kadar olan bölgeyi de DEAŞ;tan temizlemeye talip olduk." diye konuştu.
Bu konuda Amerikan yönetimine yaptıkları tekliflerin maalesef kabul görmediğini dile getiren Erdoğan, Amerika;nın Türkiye yerine PKK/YPG terör örgütüyle bu işi yürütmeyi tercih ettiğini kaydetti.
- "Amerika beklenen adımları atmadı"
Erdoğan, neticede DEAŞ;ın Suriye;den tamamen temizlendiğini ancak bu defa da PKK/YPG terör örgütünün sınırlar boyunca Türkiye;ye karşı bir tehdit haline dönüştüğünü anlattı.
Müttefiklere özellikle de Amerika;ya yapılan tüm ikazlara rağmen bu konuda bekledikleri adımların atılmadığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bize de kendi göbeğimizi kendimiz kesmekten başka çare kalmadı. Önce Zeytin Dalı Harekatı;yla Fırat;ın batısındaki Afrin ve çevresini PKK/ YPG terör örgütünden temizledik. Ardından Rusya ve İran;la birlikte yürüttüğümüz Astana süreci ve Soçi mutabakatıyla İdlib;te yaşanması muhtemel büyük bir insani dramın önüne geçtik. Sonra da Fırat;ın doğusundaki toprakları terör örgütünden temizlemek üzere hazırlıklara başladık. Diplomasi yolunu sonuna kadar kullanmaya devam ettik. Buna rağmen ne Amerika;nın ne de Avrupa ülkelerinin PKK/YPG terör örgütün desteğinin önüne geçemedik. Sonuçta bir kez daha kendi başımızın çaresine bakmaya mecbur kaldık. Türkiye Barış Pınarı Harekatı;na işte böyle bir sürecin sonunda gelmiştir."
Erdoğan, Barış Pınarı Harekatı;nın iki temel amacı olduğunu dile getirerek, "Birincisi, PKK/YPG terör örgütünü sınırlarımızdan uzaklaştırmaktır. İkincisi de ülkemizde yaşayan 3,6 milyon Suriyeli;nin bir kısmını oluşturacağımız güvenli bölgede iskan etmektir." dedi.
Yorumlar