Türk askeri peyderpey Libya'ya gidiyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya tezkeresinin mecliste geçmesinin ardından asker sevkiyatının başladığını belirterek, "Bizim askerimizin oradaki görevi koordinasyondur. Oradaki hareket merkezinde süreci ilerletecek. Askerlerimiz peyderpey şu anda gidiyor. Muhalif güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak" dedi.
Katıldığı bir televizyon programında gündemi değerlendiren Erdoğan, Libya ile yapılan anlaşmayla ilgili sürecin başbakanlığı dönemine dayandığını söyledi. Erdoğan, "Libya ile bugün yaptığımız anlaşmanın daha geniş kapsamlısını biz Kaddafi döneminde adımını attık fakat ömrü vefa etmedi. İşi imza noktasına getiremedik. Şimdi tabii ortada bu karışıklıklar var. Bizim de oradan bir tecrübemiz var. Artık bunu çözmemiz lazım. Şimdi Libya sahiliyle bizim sahil, bu sahiller birbirini görüyorsa siz burada kıta sahanlığı anlaşmasını yaparsınız. Uluslararası bir hak, deniz hukukuna uygun. En ufak bir sıkıntı burada burada söz konusu değil. Onun için de dikkat ederseniz çok fazla konuşamıyorlar." diye konuştu.
Bölgede Türkiye;nin iki sondaj, iki de araştırma gemisi olduğunu, bir tane daha gemi alma durumu bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Güney bölgesinde eğer bu aramalar netice verirse bunun bütün bereketi Libya;nın. Kuzeyde de Türkiye;nin. Buraya böyle girildi, adım böyle atıldı. Şu anda da her iki taraf bundan memnun olduğu gibi halkların memnuniyeti de söz konusu. Tabii işin kara boyutu var ayrı. Şu anda karada Libya;da ciddi manada petrol, doğalgaz çıkarılıyor zaten o ayrı bir konu. Fakat hazmedemeyenler var. Türkiye gelmese birileri muhakkak gelecekti. Uluslararası şirketler olabilir vesaire. Kaldı ki şu anda bizim bu anlaşma yaptığımız yere, biz yanımıza yine uluslararası şirketleri alabiliriz, buna mani bir hal yok. İsim vermeme de gerek yok. Uluslararası şirketlere teklifler yaparız, bu teklifler neticesinde onları da bu çalışmanın içerisine katabiliriz. Şirketler gelecekler, ortaklaşa onlarla böyle bir çalışma yapabiliriz." şeklinde konuştu.
Türkiye;nin doğu Akdeniz;de hapsetme girişiminin Libya ile yapılan anlaşma ile boşa çıkarıldığnı ifade eden Erdoğan, "Burada dikkati çekilen bir yer var. Burası Girit. Biz Girit;in kıta sahanlığı diye bir şey hiç... Girmeden hemen onun doğusundan ve Rodos;un oradan kendi sahilimize ve Akdeniz;de de en uzun kıyı şeridine sahip olan biziz. Böyle de bir özelliğimiz var. Bizim bu attığımız adımdan önce içeride kimler rahatsız oluyor? Bu önemli. Bu rahatsız olanlara dedik ki ;Bakın bizim Libya;ya girişimiz bugün değil. Geçmişte de özellikle de Yunan ve Rum ikilisinin burada tabii bizi Akdeniz;e hapsetme planları bozuldu. NATO zirvesinde yaklaşık 1,5 saat Yunan Başbakanı ve heyetiyle şahsım ve heyetim görüşme yaptık. ;Bu hukuka aykırıdır.; falan dedi. ;Eğer hukuka aykırıysa siz hukuka aykırı olmayan yollara başvurun. Oradan bu işi çözün.; dedim. Biz şu anda bir devletle anlaşma yaptık. Siz şu anda Hafter;le çalışıyorsunuz. Hafter;in hukuki bir karşılığı var mı? Yok. Hafter, aslında şu anda uluslararası camianın tanımadığı, orada bir darbeci sıfatıyla bulunan birisidir. Bunu göreceksiniz ve kabul edeceksiniz. Meşru hükümetle biz çalışıyoruz. Tabii önümüzdeki dönemde adil ve hakkaniyete dayalı bir sınırlandırma söylemimizi biz devam ettireceğiz. Bundan geri adım atmamız mümkün değil." diye konuştu.
Kimsenin ne Libya ne de Türkiye;nin haklarını gasp etmesine izin vermeyeceklerinin altını çizen Erdoğan, "Kimsenin ne bizim ne de özellikle Libyalı kardeşlerimizin haklarına gasbedilmesine ve tek taraflı adımlar atmasına da Türkiye olarak izin vermeyeceğiz. Bu konuda kararlılığımız var. Benim burada teşekkür borcum var. Parlamentomuza bunu getirdiğimizde ve bu tezkereyle alakalı olarak Cumhur İttifakı bu noktada Sayın Bahçeli ve heyetine istisnasız ortaya koydukları tavır sebebiyle çok çok teşekkür ediyorum. Çünkü o duruş çok çok önemliydi. Ana muhalefet partisi Türk askerine lejyoner diyecek kadar alçalıyor. Bizim askerimiz bir defa oraya bir lejyoner sıfatıyla gitmiyor. Tam aksine ben bunu Gölcük;te denizaltı inşasında yaptığımız konuşmada da söyledim. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Trablusgarp;a gitti mi? Gitti. Orada gözünden de yaralandı mı? Yaralandı. Farklı bir süreci yaşadı. Gazi Mustafa Kemal için böyle bir yakıştırma yapmanız mümkün mü? Siz her zaman ;Biz Atatürk;ün partisiyiz.; diyorsunuz. Peki bunu nereye yerleştireceksiniz?" sorusunu yöneltti.
Türk askerinin Libya;daki üstleneceği misyon hakkında bilgi veren Erdoğan,"Bütün güvenlik kurumlarımız arasında eğitim ve öğretim programlarının düzenlenmesi noktasında teknik bilgi ve tecrübe paylaşımı noktasında bizim askerimizin oradaki görevi koordinasyondur. Şu anda bu koordinasyonu yapıyorlar. Orada bir harekat merkezi, bu harekat merkezinde de bizim bir korgeneralimiz bulunacak. Oradaki bu süreci onlar yönetecekler. Şu anda zaten peyderpey gidiyorlar. Şu anda yoğunlaşma... Şu anda muharip güç olarak bizim orada farklı ekiplerimiz olacak. Bunlar bizim askerimizin içinden değil. Bu farklı ekiplerle o muharip güçler orada çalışacak. Ama işin koordinasyonunu bizim üst düzey askerlerimiz... Bunun içinde korgeneralimiz olmak üzere ve bunun yanında korgeneralimizle birlikte özellikle oradaki emir komuta zincirini elinde tutan gayet iyi yetişmiş ekiplerimiz olacak. Onlarla beraber bu süreci işletmiş olacağız." ifadelerini kullandı.
Anlaşmanın meşru hükumetin ayakta kalması ve oradan zaferle çıkması, kendi topraklarına ve varlıklarına sahip olmalarına destek sağlayacağına dikkati çeken Erdoğan, "Yaptığımız anlaşmayı zedelemeyecek, bu anlaşmanın biliyorsunuz... Zaten 1 yıllık bu tezkerenin süresi. Bu 1 yıl içerisinde de orada süratle bir netice almak ve TBMM;nin almış olduğu bu söz konusu kararın asıl amacı aslında Libya;da ateşkes sağlanması ve siyasi sürece geri dönülmesine yardımcı olmaktır. TSK unsurlarının Libya;daki olası mevcudiyetinin amacı, savaşmak veya savaştırmak değil. Bir taraftan da meşru hükümete destek sağlayarak bölgeyi istikrarsızlığa sürükleyecek insani trajedilere yol açacak gelişmeleri önlemektir. Hatta bir an önce de anayasayı hazırlamaktır." ifadelerini kullandı.
Yorumlar