Binlerce yıllık Belkıs Tahtı dimdik ayakta duruyor

Kuran’ı Kerim’de geçen Sebe Krallığı Melikesi Belkıs ile Hz. Süleyman kıssada getirtilen Belkıs Tahtı Yemen’de günümüze kadar varlığını koruyor. Devasa görünümlü taht binlerce yıl geçmesine rağmen dimdik ayakta duruyor.

 Devasa görünümlü taht Yemen başkenti Sana’ya 170 kilometre uzaklıktaki Marib ve Hadramout arasındaki yolun batı tarafında, neredeyse terk edilmiş bir arkeolojik alanda ziyaretçilerin en önemli uğrak yerlerinden biri olma özelliğini taşıyor.

Yemen’de yapılan kazı çalışmalarında Belkısın tahtı Rubülhali çölünde bulundu. Bölge halkı burayı “Pran Tapınağı” ya da “Güneş Tapınağı” olarak isimlendirdi. Tarihi kaynaklara göre Belkıs Tahtı 1988 yılında arkeologların çalışmaları sonucu kumlar altında bulundu.

 Belkısın tahtının olduğu mekan biri kırık olmak üzere 6 sütundan oluşuyor. Tahtın ayrıca çeşitli mimari özellikleri bulunuyor.

 Bunların en önemlilerinden biri de ”Kutsal Mabed” tir. Buna ek olarak tahtın tuğladan yapılmış set gibi ön avlular ve eklentileri bulunuyor. Yemen’in adeta simgelerinden biri haline gelen Belkıs Tahtı günümüze kadar gelmesiyle birlikte ülkenin en çok ziyaret edilen mekanları arasında yerini alıyor.

 Kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’de geçen Belkıs ve Hz. Süleyman’ın kıssasında zikredilen taht ile ilgili ayetlerde açıkça yer alıyor.

Kur’an-ı Kerimde geçen en şaşırtıcı kıssalardan biri de Seba Krallığı hükümdarı Belkıs ve tahtı ile Hz. Süleyman (a.s.) ‘ın kıssasıdır. Seba krallığı hükümdarının kendisini ziyarete geleceğini haber alan Hz.Süleyman a.s. Allahın peygamberi olduğuna delil olarak ona bir mucize göstermek amacıyla geldiğinde onun tahtında oturmak için Belkısın tahtının getirilmesini istemişti. Belkısın tahtı en güzel tahtlardan biriydi öyle ki altın, nadir olan mücevherler ve değerli taşlardan yapılmıştı. Tahtın korumalığını yapan ve sabah akşam nöbet tutan büyük bir muhafız grubu vardı.

Hz. Süleyman ve Belkıs kıssası Kuran-ı Kerim;de şu şekilde anlatılıyor: Hz. Süleyman A.S etrafındaki topluluğa "Ey ileri gelenler! Onlar teslim olmak üzere bana gelmeden önce, onun tahtını hanginiz bana getirir?" diye sordu. “Cinlerden bir ifrit, sen yerinden kalkmadan, ben onu sana getiririm ve şüphe yok ki ben, elbette güvenilecek bir kuvvete sahibim.” dedi.

Belkısın Hz. Süleyman a.s.’ın şehrine varmasına az bir zaman kalmıştı." Kitaptan (Allah tarafından kendisine verilmiş) bir ilmi olan kimse, "gözünü açıp kapamadan ben onu (Belkıs;ın tahtını) sana getiririm." dedi. Hz. Süleyman onu yanı başına yerleşmiş olarak görünce: "Bu şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye, beni sınamak üzere Rabbimin lütfundandır. Şükreden, mutlaka kendisini faydalandırmış olur ve nankörlük edene gelince hiç şüphe yok ki Rabbim lütuf ve kerem sahibidir" Belkıs geldiğinde tahtını Süleyman (a.s) yanında gördü ve bunun mucize olduğunu anladı ve Allaha iman etti.

Ayrıca oku

Yorumlar

Reklam alanı