Çifte savaş arasında sıkışan Yemen halkı

Yemen’de bölgesel güçlerin yönlendirdiği ve bilfiil iştirak ettiği iki ayrı iç savaş var. Bunların biri İran tarafından desteklenen dolayısıyla bu ülkenin çıkarlarını gözeten Husi örgütü ile Körfez Koalisyonu adı verilen ve Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin başını çektiği bölgesel ittifakın sahip çıkıp desteklediği, aynı zamanda “meşru hükümet” olarak da nitelendirilen Aden’deki hükümet arasında sürmekte olan savaştır. Husi örgütü Yemen’in başkenti durumundaki Sana’yı ve ülkenin kuzey bölgesini kontrol altında tutuyor.

İkinci iç savaş ise Aden hükümeti ile Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenen ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi (GGK) arasında sürdürülüyor. Fitneci mafya devlet durumundaki BAE bir taraftan başında Cumhurbaşkanı Abdurabbih Mansur El-Hadi’nin bulunduğu Aden hükümetine destek veren Körfez Koalisyonu içinde yer aldığı halde diğer taraftan bu hükümete karşı fiili savaş içinde olan Güney Geçiş Konseyi’ne destek veriyor. Çünkü Yemen’de artık bütünlüğün sağlanmasının ve Aden hükümetinin tüm ülkede kontrolü ele geçirmesinin mümkün olmadığını düşünerek ülkenin bölünmesi fikrine destek veriyor ve bu bölünmede kendine daha yakın duracağını düşündüğü GGK’nin güneyde hakimiyeti ele geçirmesini kendi hesaplarına ve çıkarlarına uygun görüyor. Suudi Arabistan yönetimi ise BAE’nin bu örgüte destek vermesi ve bu örgütün ayrılıkçı saldırgan tutumları karşısında çoğunlukla sessiz kalmayı tercih ediyor. Suud rejiminin sessizliği ise örgütün daha cüretkar ve saldırgan olmasına imkan veriyor.

Son dönemde kuzeyde herhangi bir anlaşma sağlanmış olmamakla ve fiili savaş durumu devam etmekle birlikte hareketlilik büyük ölçüde güneye kaymış durumda. Aden hükümeti ağırlıklı olarak GGK’nin militanlarıyla çarpışıyor.

Yemen halkı ise bu savaşların hiçbirinde taraf değil. Bu savaşların hiçbiri Yemen halkının yararına ve lehine değil. Bu savaşların ikisi de Yemen üzerinde çıkar hesapları ve bu ülkeye yönelik sömürgeci politikaları olan bölgesel güçlerin hakimiyet savaşı. Ama arada ezilen Yemen halkı.

Savaş Yemen’de hem fakirliğe ve açlığa, hem de muhtelif salgın hastalıkların yayılmasına neden olmuş durumda. Savaşa iştirak eden veya destek veren güçler insani yardım kuruluşlarının ezilen ve mağdur edilen sivil topluma yardım ulaştırmasını çeşitli şekillerde engelliyor. Bu durum yüzünden Yemen’de her gün yüzlerce insan ya açlık ya da salgın hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor.

Yemen’de zaten yıllardan beri devam eden bir kolera salgını var. Bu salgın hem gerekli temizliğin sağlanamaması hem de yeterli beslenememe sebebiyle sürekli can kaybına neden olmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra koronavirüs salgını da ülkeye girmiş durumda.

Koronavirüsle ilgili olarak dünya istatistiklerinde Yemen’deki hasta sayısı ve ölümler az görünüyor. Ancak bu rakamların gerçek rakamları yansıtmadığı kesin. Çünkü dediğimiz gibi yüzlerce insan hayatını kaybediyor ve bunların hangi sebeplerden öldüğü doğru düzgün kayıt altına bile alınmıyor. Ülkede çifte savaşın neden olduğu ortam, hem çevre temizliğinin hem de beslenmenin yetersiz olması salgın hastalıklardan kaynaklanan riskin daha da artmasına neden oluyor. O yüzden koronavirüs konusunda da aslında ciddi endişeler var. Dolayısıyla normalde koronavirüs sebebiyle ölenlerin gerçek sayılarının resmi bildirimlerde verilen sayılardan çok fazla olması ihtimali yüksek. Bu ise salgının daha da yayılmasının ve gerekli tedbirlerin alınmaması, sağlık hizmetlerinin verilmemesi sebebiyle salgından kaynaklanan hastalıkların ve ölümlerin gittikçe artmasının muhtemel olduğunu gösteriyor.

Ne yazık ki zalimlerin hakimiyet ve güç savaşı verdiği bir alan haline gelen Yemen’de yaşayan halk bugün insanlık tarafından büyük ölçüde ihmal ediliyor.

Kaynak: Yeniakit

Ayrıca oku

Yorumlar