Rights Radar: 2014 yılı sonu ile 2020 yılı sonu arasındaki dönemde El Beyda sakinlerine yönelik 5 bin 559 insan hakkı ihlali belgelendi
Merkezi Hollanda'nın Amsterdam kentinde bulunan İnsan Hakları Gözlemevi Rights Radar, 2014 sonundan 2020'nin sonuna kadar süreçte El Beyda sakinlerine karşı işlenen 5 bin 559 ihlali belgelediğini ortaya koydu.
Örgüt, bugün yayınladığı (Yemen: Al-Bayda, Korkunç İntikam) başlıklı bir insan hakları raporunda, 2014 yılının sonlarından 2020 yılının sonlarına kadar olan dönemde El Beyda kentinde vatandaşlara ve mülklere yönelik çeşitli taraflardan yapılan ihlallerin izlenerek ve belgelendi.
Raporda izlenen ve belgelenen ihlaller, yaşamdan yoksun bırakma (cinayet), yaralanma, adam kaçırma ve zorla kaybetme ile kamu ve özel mülke saldırılar arasında değişiyor.
Rapora göre, Rights Radar İzleme Ekibi 725 ölüm vakasını belgeledi. Buna göre, Husi grubu 537 vaka ile yaşamdan yoksun bırakma konusunda başı çekiyor, onu 69 vaka ile El Kaide, ardından 66 vaka ile Amerikan kuvvetleri , 27 vaka ile Arap koalisyon güçleri izledi.
Cinayetler, kurşunlama, keskin nişancıların açtığı ateş, kara mayınları, topçu ateşi ve hava operasyonları arasında değişiyor.
İnsanın fiziksel bütünlüğüne yönelik yaralanmalara gelince, kuruluş 649 fiziksel yaralama vakasını belgeledi.
Husi gurubu 543 fiziksel yaralama vakası ile ihlal sayısı bakımından birinci sırada yer alırken, ikinci sırada 52 vaka ile El Kaide örgütü, 26 vaka ile Arap koalisyon güçleri, ardından 11 vaka ile ABD kuvvetleri yer aldı.
Kişilik haklarına yönelik ihlaller (zorla kaybetme - tutuklama - işkence) ile ilgili olarak, zorla kaybetme vakalarının sayısı 113 zorla kaybetme vakasına ulaştı. Bu ihlallerin 112 ‘si Husi grubu işlerken bir vaka El Kaide örgütü gerçekleştirdi.
Buna göre, kaçırma ihlallerinin kurbanlarının sayısı 2 bin 160 vakaya ulaşırken, Husi grubu 2 bin 157 vakayı işlerken iki vaka El Kaide örgütü bir vaka kimliği belirsiz bir çete gerçekleştirdi.
Kaçırma ve zorla kaybetme sırasındaki psikolojik ve fiziksel işkence ihlalleriyle ilgili olarak, 122 işkence vakası meydana geldi. Bu ihlallerin tamamı Husilerin kontrol ettiği bölgelerde ve izole ettiği kentlerde gerçekleştirildi.
Kamu ve özel mülkiyeti etkileyen ihlallere gelince, bin 790 ihlal vakası yaşandı. Husi grubu, bin 672 ihlalle listenin ilk sırasında yer aldı.
Kamu ve özel mülkiyete yönelik bin 223 konut, 131 araç ve ulaşım aracı, 118 ticari tesis, 54 eğitim tesisi, 48 ibadethane ve 33 devlet tesise belgelendi.
El Kaide 46 konut, 2 araç, 4 ticari tesis, 6 eğitim tesisi ve 2 devlet tesisi olmak üzere 65 ihlal vakasıyla ikinci sırada yer aldı.
Ardından Arap koalisyonu 18 konut, 2 ticari kuruluş, 5 araç ve 2 kuyu olmak üzere 27 vakayla üçüncü, dördüncü sırada ise 12 konut ve 3 araç olmak üzere 15 ihlalle Amerikan kuvvetleri izledi.
Rapor, Rihgts Radar ekibi tarafından belgelenen ve insan hakları ve yerel ve uluslararası medyanın ilgisinden uzakta, mağdurların yaşadıkları acının bütünü yansıtan çok sayıda ihlal mağdurunun hikayelerini içeriyor.
Rights Radar, kendi alanında uzmanlardan oluşan ekibinin, bu raporu hazırlanmasında ulusal ve uluslararası standartları benimsediğini, çünkü ihlalin gerçekleştiği yere gitmek ve sahaya çıkmak, mağdurlar ve yakınları ile görüşmek, görgü tanıklarını dinlemek not almak buna ek olarak yasal ve hukuki alanda uzmanlara aracılığı ile hazırlanan formlara göre ihlallerin belgelendiğini kaydetti.
Saha ekibinin karşılaştığı ve en önemlisi güvenlik sorununa dikkat çekilen raporda, bunların en önemlisinin şehirler arası hareket zorluğu nedeniyle ekibin çektiği sıkıntıların olduğuna dikkat çekildi. Söz konusu güvenlik sorunun herkesin bildiği bir durum olduğu belirtildi.
Aynı koşullar, bazı mağdurların, akrabalarının ve görgü tanıklarının ifade ve tanıklık yapmakta isteksiz olmalarına neden oldu ve bu da birçok kurban ve yakınlarının, Husi grubunun valilik bölgelerindeki zulmünden korktukları için tam ifade almalarını zorlaştırdı.
Rights Radar, yukarıda belirtilen engeller göz önüne alındığında, bu raporun tüm ihlalleri temsil etmediğini, ancak izleme ekibinin erişmeyi ve belgelemeyi başardığı toplam ihlallerin küçük bir bölümünü temsil ettiği vurgulandı.
Raporun hazırlık ekibi, raporda sunulan ihlallere ve saha gözlemlerine ve durumun gerektirdiği müdahaleye dayanarak, başta meşru hükümet olmak üzere ilgili makamlara tahsis edilen bir dizi tavsiyede bulundu. Bu açıdan en şanssız şehirlerden biri olarak kabul edilen El Beyda dahil olmak üzere tüm vilayetlerde sivilleri etkileyen ihlallerin izlenmesi ve belgelenmesi için gerekli mekanizmaların harekete geçirmesi talep edildi.
Tüm Yemen şehirlerinde Yemen vatandaşlarına yönelik Amerikan ve diğer saldırıları önlemek için çalışmanın yanı sıra, ister El Bayda valiliğinde ister diğer valiliklerde olsun, Yemen vatandaşlarının öldürülmesine karışanların yargı önüne çıkarılarak, cezadan kaçmaması için uluslararası soruşturma açılmasını istendi.
İnsan hakları örgütü, silahlı Husi grubunu El Beyda kenti ve şehirlerde sivillere yönelik ihlalleri durdurmaya, tüm tutukluların, kaçırılanların ve zorla kaybedilen kişilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Örgüt, insan onurunu ve yaşamını ihlal etmeyi suç sayan yerel ve uluslararası tüzüklere ve yasalara saygı gösterme ve Yemen Cumhuriyeti tarafından imzalanan insan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmelere ve anlaşmalara uyulmasını talep etti.
Arap koalisyonuna gelince, sivilleri hedef alan saldırıların durdurulması, sivil kayıplarla sonuçlanan hava saldırılarına karışanların yargıya sevk edilmesi, caydırıcı yasal tedbirler alınması ve mağdurların mağduriyetleri giderilmelidir.
ABD yönetimini, Yemen’in egemenliğine ve Yemen insanının onuruna saygı göstermeli bununla birlikte her türlü hava saldırısını durdurmalı ve bunu garanti eden uluslararası sözleşme ve anlaşmalara uymalıdır.
Yemenlilere karşı işlenen herhangi bir saldırıya karışanları sorumlu tutma taahhüdü ve kurbanların ailelerine ve bu ihlallerden ötürü tazminat ödemelidir.
Yerel ve uluslararası kuruluşlara gelince, tüm insan hakları ihlallerini belgelemelerini ve izlemelerini sağlamaları ve mağdurların tüm maddi ve yasal haklarını korumak için çabaları birleştirmeleri ve uluslararası topluma çağrıda bulunmaları gerekmektedir. Ayrıca, ihlalleri durdurmak ve faillerin hesap verebilirliğini ve cezalandırılmasını sağlamak için Yemen'deki çatışmanın taraflarına baskı kurmalıdır.
Yorumlar