Hakkı yenen ülke
Faruk Çakır - Yeniasya 


Türkülere konu olan Yemen’de yaşanan insanlık dramının hak ettiği ilgiyi görmemesi ve burada yaşanan kargaşaya kalıcı bir çözüm bulunamamış olması bir bütün olarak insanlığın imtihanı kaybettiği anlamına gelmez mi?

Kasım 2022 sonunda medyada yer alan bir haberde şöyle denilmişti: “Yemen’de, Husiler ile meşru hükümet arasında varılan 6 aylık ateşkes sona erdi ve çatışmalar tekrar başladı. Söz konusu durum son yüzyılın en büyük insani krizini tecrübe eden uluslararası siyaset için birçok noktaya işaret ediyor.” (AA, 29 Kasım 2022)

Yemen’de yaşananlarla ilgili bir başka bilgi de şöyle: “Yemen’de 2015 yılından beri Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve diğer Arap ülkeleri tarafından destekli birlikleri ile İran destekli Husiler arasında iç savaş yaşanıyor. BM verilerine göre, çatışmalarda şimdiye kadar yaklaşık 380 bin kişinin hayatını kaybettiği, milyonlarca kişinin de kaçmak zorunda kaldığı belirtiliyor.” (dw.com, 2 Nisan 2022)

Yeni haberlerde ise Yemen’de devam eden savaş sebebiyle insanların ‘kör’ olmakla karşı karşıya kaldıkları anlatılıyor: “Uzun yıllardır iç savaşın sürdüğü Yemen’de kötüleşen ekonomik koşulların yanı sıra sağlık hizmetlerindeki eksiklikler nedeniyle yüzlerce kişi körlük ya da görme kaybı tehdidiyle karşı karşıya. Savaşın bölgeleri paramparça, ekonomiyi altüst ettiği Yemen’de sağlık kurumlarının yıkılması ya da bir kısmının askeri kışlaya dönüştürülmesi sonucu sağlık hizmetlerinde tam bir ‘yokluk’ yaşanıyor. Yemenliler özellikle göz hastalıkları konusunda neredeyse 5 yıldır uzman doktor bulamamaktan şikâyet ediyor. Yaşadığı bölgede göz hastalıkları merkezi bulunmayan Yemenlilerden bir kısmı tedavi umuduyla başka bölgelerdeki yakınlarının yanına gitmeye çalışıyor.” (AA, 13 Ocak 2023)

Yemen’deki iç savaş ve insani kriz sadece Yemenlilerin meselesi midir? Meseleye ‘insaniyet’ penceresinden bakılarak, bu yararın acilen tedavi edilmesi icap etmez mi? 2023 yılında dahi insanların devam eden savaş sebebiyle ‘kör’ olma tehlikesi ile karşı karşıya kalması insanlığın meselesi değil mi?

BM’ye göre, dünyanın en büyük insani krizlerinden birinin yaşandığı Yemen’de 30 milyonluk nüfusun yüzde 80’i insani yardıma ve korunmaya ihtiyaç durumda. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın hem insaniyet hem de ‘din kardeşliği’ gereği; Yemen konusunda daha aktif, daha öncü ve daha çare bulucu olmasını beklemek hakkımız değil mi?

Bir ülke düşünün ki nüfusun yüzde 80’i yardıma muhtaç olmuş olsun. Bu tablo, orada yaşayan insanların haklarının dünyaca gasp edildiğini akla getirmez mi?

Madem dünya bir köy ve mahalle oldu. O halde ‘komşu’larımızın sıkıntılarına çare bulmadan ‘dünya barışı’nın mümkün olmadığını bilelim ve görelim...

Ayrıca oku

Yorumlar

Reklam alanı