?Hudeyde: Husi Karşıtı Askeri Operasyonların Başlama Noktası Olabilir mi
Mokha Araştırma Merkezi tarafından yayınlanan yeni bir çalışma, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki uluslararası deniz taşımacılığına yönelik artan saldırılar bağlamında, Hudeyde şehrinin Husi grubuna karşı olası bir askeri tırmanışın başlangıç noktası olabileceğini ortaya koydu.
“ABD’nin İstekleri ve Suudi Arabistan’ın Şartları Altında Husilere Karşı Tırmanış Olasılıkları” başlıklı çalışma, Yemen meşru hükümetinin, Husilerin terör örgütü olarak sınıflandırılmasını, stratejik Hudeyde Limanı’nın geri alınması için hükümet güçlerine destek verilmesini ve grup liderlerinin hedef alınarak yapısal liderlik ağının çözülmesini içeren yeni bir Amerikan stratejisini benimseme çağrısında bulunduğunu belirtti.
Çalışma, Riyad'da Amerikalı terörle mücadele yetkilileri ile Yemen Başkanlık Liderlik Konseyi Başkanı Raşad el-Alimi’nin bir araya geldiği aktif ABD diplomatik girişimlerinin sürdüğüne dikkat çekti. Görüşmelerin, Husilerin tehditlerine karşı koyma yollarını ele aldığı belirtildi.
Ancak Suudi Arabistan, Washington ile stratejik bir güvenlik ortaklığı anlaşması imzalanmadan herhangi bir doğrudan askeri operasyona katılma konusunda çekincelerini sürdürüyor. Bu anlaşma, Suudi Arabistan’ın stratejik savunma güvenceleri ile bölgesel çıkarlarının korunmasını kapsıyor.
Hudeyde şehri ve üç limanı (Hudeyde Limanı, Salif Limanı ve Ras İsa Limanı), Kızıldeniz’deki uluslararası denizcilik hatlarını kontrol etmeleri nedeniyle stratejik bir öneme sahip. Husilerin 2015 yılından bu yana şehir üzerindeki kontrolü, ticari gemilere saldırı düzenlemelerine olanak sağladı. Bu durum, Batılı ülkeleri şehrin kurtarılmasının gerekliliğini yeniden değerlendirmeye itti.
Araştırmaya göre, Batılı hava saldırılarının Husilerin saldırılarını durdurmadaki başarısızlığı, ABD’nin, hükümet güçleri tarafından yürütülen bir kara operasyonunu destekleme arzusunu artırdı.
Çalışma ayrıca İran'ın bölgedeki etkisinin azalması gibi bölgesel dönüşümlere de değinerek, Husilerin İran’ın Yemen'deki bir kolu olarak uluslararası baskıya maruz kaldığını vurguladı.
Bu bağlamda Suudi Arabistan, herhangi bir askeri operasyona katılmadan önce, uzun vadeli ABD desteğini garanti altına almak amacıyla Washington ile bir güvenlik anlaşması imzalanmasını şart koşuyor.
Çalışma, Yemen'de belirleyici bir askeri dönüşümün, uluslararası ve bölgesel bir uyumun yanı sıra meşru hükümete yoğun bir destek gerektirdiğini vurguladı. Ayrıca, Hudeyde üzerindeki Husi kontrolünü kırmak için mevcut uluslararası iradenin değerlendirilmesini ve Yemen'de kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışı sağlamaya yönelik Suriye örneğine benzer bir dönüşüm gerçekleştirilmesini önerdi.
Yorumlar