Husilerin Güvenlik Açıkları ve Halk Üzerindeki Baskıcı Politikaları Ortaya Çıktı
Husi milisleri, kontrol ettikleri bölgelerde yaşayan halka yeni bir genelge dağıtarak, liderlerinin hareketlerine dair bilgi paylaşımını yasakladı ve bu konuda katı kısıtlamalar getirdi. Bu önlemler, liderlerine yönelik olası saldırı korkusuyla alındı.
Birleşik Arap Emirlikleri merkezli "Al-Ain News" gazetesi, Husi milislerinin yayımladığı uyarı ses kayıtlarına ulaştığını bildirdi. Bu kayıtlarda, halka milis liderleri veya onların bulundukları yerler hakkında konuşmamaları gerektiği konusunda talimatlar verildiği belirtildi. Kayıtlarda özellikle beş ana yasak öne çıktı:
- Liderlerin hareketleri.
- Askeri operasyonlar.
- Askeri üsler ve kamplar.
- Milislerin güvenliğini tehdit eden söylentilerin yayılması.
- Sosyal medyada milislerle ilgili konuşmalar.
Bir kayıtta, Husi milisleri halktan, herhangi bir yerde bir yetkiliyi görmeleri durumunda bunu başkalarıyla paylaşmamalarını istedi. Bu tür bilgilerin "düşmanların işine yarayabileceği" iddia edildi. Ayrıca, askeri ve güvenlik figürleri hakkında genel veya özel bilgilerin, isimlerinin, görevlerinin ve ailelerine dair detayların konuşulmaması gerektiği belirtildi.
Milisler, sosyal medya platformları ve mesajlaşma uygulamalarında konum paylaşımının tamamen yasaklandığını ve bu tür bilgilerin liderlerin yerlerini belirlemek için kullanılabileceğini öne sürdü.
Gözlemcilere göre, bu talimatlar, Husilerin halk desteğinden yoksun olması ve organize bir istihbarat yapısına sahip olmaması nedeniyle yaşadığı güvenlik zaaflarını gözler önüne seriyor. Milislerin devlet kurumlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanması da bu zaafları derinleştiriyor.
Bu kayıtlar, Husi milislerinin başta Sana, Sa’da, Hudeyde ve İbb olmak üzere çeşitli illerde onlarca kişiyi İsrail ve ABD için casusluk yaptıkları gerekçesiyle tutuklamasının ardından ortaya çıktı.
Husi milisleri, son dönemde batılı güçlerin ve İsrail’in askeri üslere ve stratejik hedeflere yönelik hava saldırılarına karşı savunmasız kaldı. Hudeyde Limanı ve Sana Havaalanı gibi hayati tesislerin vurulması, milislerin etkili bir hava savunma sistemine sahip olmadığını bir kez daha kanıtladı.
Uzmanlar, Husilerin halkın günlük yaşamını askeri bir düzene dönüştürme çabasında olduğunu belirtiyor. Bu yöntemle, baskıcı politikalarını meşrulaştırmayı ve sık sık casuslukla suçlanan insanları kaçırarak hedeflerine ulaşmayı amaçladıklarını ifade ediyorlar.
Yorumlar