Yemen'deki Husi Rejiminin Zalimliği: Suriye’deki Esad’ın Baskılarıyla Paralellik Gösteriyor
Bashar Esad’ın Suriye’deki rejiminin çöküşü, onun baskıcı sisteminin vahşi yüzünü ortaya koydu. Bu sistem, binlerce Suriyeliyi karanlık hapishanelere attı, yıllarca kaybolmalarına neden oldu. Bazıları hayatlarını duvarlar ardında geçirdi, bazıları ise işkence ve zalimlik nedeniyle hayatını kaybetti.
Rejimin çökmesinin ardından, muhalif güçler onlarca hapishaneyi açarak, yeraltında yıllarca gömülü kalan ve şanslı olup ailelerine geri dönen binlerce muhalifin hayatını yeniden başlatmalarına olanak sağladı.
Esad’ın düşüşü, büyük bir acıyı ve işkence ile insan hakları ihlallerinin en korkunç biçimlerini gözler önüne serdi. Suriyeli kaynaklar, henüz bulunamayan yeraltı hapishanelerinin varlığını bildirmekte, aynı zamanda Sednaya hapishanesinin zemin altındaki hücrelerde tutulan mahkumlara ulaşma çabaları devam etmektedir. Sednaya, "katliam yeri" olarak bilinen kötü şöhretli bir hapishanedir.
Bu trajedi, Yemenlilerin yaralarını yeniden kanatmış ve acılarını ortaya çıkarmıştır. Esad’ın rejiminin Suriyelilere, Lübnanlılara ve Filistinlilere yaptığı, Yemen’deki Husi grubu tarafından tekrarlanmakta, İran tarafından desteklenen ve terörist olarak sınıflandırılan Husi milisleri de benzer şekilde baskı, öldürme ve işkence yapmaktadır. Husi milisleri, kendilerine karşı olan binlerce vatandaşı kaçırmakta, tutuklamakta ve zorla kaybettirmektedir.
Husilerin işlediği suçlar, Esad ve rejiminin işlediği suçlardan daha az zalim değildir. Husilerin hapishaneleri, binlerce sivil, aktivist, genç, yaşlı, çocuk ve kadına ev sahipliği yapmaktadır. Yüzlerce kurban işkence altında hayatını kaybetmiş, bazılarının ise kalıcı sakatlıklar yaşadığı bildirilmiştir.
"Defense Line" tarafından hazırlanan bu özel rapor, Husi grubunun başlıca liderlerini, Husi hapishanelerinin sorumlularını, kaçırmalar, zorla kaybettirme ve baskı ile işkence suçlarına karışanları ele almaktadır. Rapor, elde edilen bilgiler, incelenen belgeler ve serbest bırakılan tutukluların ifadelerine dayanmaktadır.
Husi İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatları:
Husi istihbarat ve güvenlik teşkilatları, bir dizi hapishaneyi yönetmekte olup, çeşitli liderlerin sorumluluğunda bu hapishaneleri işletmektedir. Güvenlik teşkilatındaki önde gelen kişiler, bu suçlarda yer almakta ve çok sayıda tutuklu, eski ABD elçiliği çalışanları, BM personeli, insani yardım çalışanları ve gazeteciler de dahil olmak üzere keyfi olarak tutuklanmış ve sert muameleye tabi tutulmuştur. Tutuklular, psikolojik ve fiziksel işkence, sahte idamlar, dövülme, elektrik şokları ve tıbbi bakımın reddi gibi zulme uğramaktadır; bazıları kalıcı sakatlıklar yaşamış ve bazıları hayatını kaybetmiştir.
Husi Önderleri ve Hapishanelerdeki Rolleri:
Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatları: Abdulhakim Hashem Ali Al-Khawani tarafından yönetilmekte, Abdulqader Ahmed Al-Shami ve diğer üst düzey yetkililerle birlikte faaliyet göstermektedir.
Husi Askeri Hapishaneleri: Abdullah Ali Al-Hakim, askeri istihbaratın başı olarak bu hapishaneleri yönetmektedir, diğer önde gelen kişiler ise belirli tutukevlerinden sorumludur.
Zeynebiyat (Kadın Güvenlik Ağı): Husi grubunun kadınlardan oluşan, baskı, saldırı, baskın ve tutuklama görevlerini üstlenen bir güvenlik ağı olarak bilinir. Bu ağ, grubun iç güvenlik teşkilatına ve dış güvenlik ağlarına bağlı olarak çalışmaktadır.
ABD Hazine Bakanlığı, Husi’lerin Esir İşleri Ulusal Komitesini ve lideri Abdulqader Al-Murtada’yı, işledikleri ağır insan hakları ihlalleri nedeniyle terörizm listelerine almıştır. Hazine Bakanlığı, bu komitenin, tutuklulara sistematik işkence uyguladığı ve diğer zalim muamelelerde bulunduğu için suçlandığını belirtmiştir.
Yorumlar