Gazeteciler, 2015 yılında otelden kaçırılmalarının başlangıcından bu yana Husi gözaltı merkezlerinde yaşadıkları işkenceleri anlattı.
Husi milislerin hapishanelerinden serbest bırakılan dört gazeteci, kaçırıldıkları yıllar boyunca çeşitli fiziksel ve psikolojik işkencelere maruz kaldıklarını ve haklarında verilen idam cezasının şok edici olduğunu kendileri ve aileleri için psikolojik baskı unsuru olarak kullanıldığını belirtti.
Dört meslektaş, Al-Ahmar, ardından Kriminal Soruşturma Departmanı, Al-Thawra Hapishanesi, ardından Habra, Siyasi Güvenlik ve Merkezi Güvenlik Kampı, gözaltı merkezleri arasında gizlendikleri ve hareket ettikleri yıllar boyunca demir, askı, elektrik şoku ve diğer travmatik işkence aletleriyle acımasız işkence ve dayak dahil maruz kaldıklarını kaydetti.
Serbest bırakılan gazeteciler, bombalamaya maruz kalan askeri bölgelere yerleştirildiklerini ve soruşturma sırasında tanınmış milisler, gardiyanlar ve hapishane yetkilileri tarafından saldırıya maruz kaldıklarını Husi Mahkumlar Komitesi başkanı Abdul Qadir Al-Murtada, kafasına demir bir çubukla vurarak ciddi şekilde yaralanmasına neden olduğunu anlattı.
Gazeteciler, bazı meslektaşlarının ebeveynlerinin ölümü sırasında aileleriyle iletişim kurmalarına izin verilmediğini, gözaltı merkezlerindeki yetersiz beslenmeden ve onların ziyaret, ilaç ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldıklarını söyledi.
Yorumlar