Lübnan gazetesi: Yemen Sokotra Takımadalarında benzeri görülmemiş BAE ve İsrail yayılımı sürüyor
Lübnan gazetesi Al-Akhbar, Yemen’in Sokotra Takımadalarında Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail ikilisinin geniş alanları kontrol altına alarak genişlediğini ortaya koydu.
Al Akhbar’da yer alan haberde, Birleşik Arap Emirlikleri'nin İsrail ile işbirliği içinde stratejik Yemen Sokotra Takımadaları'nda yürüttüğü büyük bir askeri ve istihbarat genişlemesini ortaya çıkardı. Bu durum Afrika Boynuzu bölgesindeki önemli jeopolitik dönüşümlere işaret ediyor.
Lübnan gazetesi Al-Akhbar'ın yayınladığı rapora göre, son aylarda, özellikle 7 Ekim 2023 olaylarının ardından, BAE'nin Sokotra ve Abdul Kuri adalarındaki askeri faaliyetlerinin hızında gözle görülür bir hızlanma yaşandı.
Uydu görüntüleri, çok önemli bir stratejik konum olarak kabul edilen Abdul Kuri Adası'ndaki BAE askeri üssünün büyük ölçüde genişlediğini ortaya çıkardı.
Bu genişlemeler arasında yeni bir deniz iskelesinin inşası, üssün ana pistinin genişletilmesi, helikopter iniş pistinin inşası ve üssün çevresinde yeni konut tesislerinin inşası yer alıyordu.
Raporda, BAE gemilerinin, Emirlikler ile Sokotra ve Abdul Kuri adaları arasında ekipman ve personel taşırken aktif hareketinin izlendiği belirtildi.
Bir vakada, bir BAE çıkarma gemisinin adanın kıyısı açıklarında sinyalini gizlediği görüldü ve bu da faaliyetinin doğası hakkında şüphelere yol açtı.
Bu askeri genişleme, bölgedeki nüfuzunu güçlendirmeyi ve Kızıldeniz ile Basra Körfezi'ne bakan stratejik Yemen adalarını ve limanlarını kontrol etmeyi amaçlayan daha geniş bir Emirlik stratejisi çerçevesinde geliyor.
Bu çabalar İsrail ile yakın koordinasyon içinde ve ABD Merkez Komutanlığı çatısı altında yürütülüyor.
Raporda, bölgesel tehditlerle mücadele kisvesi altında askeri işbirliğini geliştirmenin yollarını tartışmak üzere 22 Haziran'da Manama'da İsrail, ABD ve birçok Arap ülkesinden askeri liderlerin bir araya geldiği gizli bir toplantıya dikkat çekildi.
Bu gelişmeler, Somali'deki BAE üslerindeki benzer güncellemelerle aynı zamana denk geldi; bu da, stratejik Bab al-Mandab bölgesi üzerinde Batı askeri kontrolünü sıkılaştırmaya yönelik entegre bir planın varlığı tezini güçlendiriyor.
Yorumlar