Yemen’deki Osmanlılar

 

Yemen Profesör Muhammed Niyazi, hayatını Yemen’deki Osmanlı dönemi ve o döneme ait tarihi olaylara ve belgeleri araştırmaya adadı. Yemen’in Osmanlı döneminin yanı sıra birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışının da olduğu geniş bilgilerin bulunduğu Yemen Ah Yemen isimli 550 sayfalık bir eser ortaya koyan bu eserde Osmanlının Yemen’e ulaşmaya iten gerçek sebepleri irdeliyor.

 Bu rivayet birinci dünya savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışı ve varlığını sürdürdüğü sıralarda gerçek tarihi olaylarla ilgilidir. Osmanlı arşivinden çıkarmış olduğu bu rivayet, mütevekkil imamların Yemen’ de bulunan Osmanlıya karşı yapmış olduğu cinayetleri belgelendiren en güzel rivayettir. O cinayetlerin çoğunluğu Hamideddin Hanedanı’nın özellikle de İmam Yahya bin Muhammed Hamid El – Din’ in yönetimi ve İkinci Abdülhamit Han hüküm sürdüğü zaman, yani Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarına doğu gerçekleşmiştir. Ayrıca bu tarihi belgeyi Türkçe dilinden Arapça diline tercüme eden Türk tarihçi Yaşar Şerif de bana anlatmış. Kendisi benim ve Profesör Muhammed Niyazi ile ortak arkadaşımızdır. Bu arada bu tarihi rivayetin tercüme işleri henüz tamamlanmamıştır.

Öncelikle Osmanlı’ nın Yemen’ e ulaşmaya iten gerçek sebeplerin neler olduğunu zikretmek gerekir. On altıncı yüzyılın başlangıcından itibaren sömürge kontrollerini genişletmek isteyen Avrupa ülkelerinden Portekiz ve İngiltere’ nin artan hırsları hakkında bilgiler ulaşmaya başladığından dolayı gerçekleşmiştir. Niyetleri Yemen adalarını, Babu’l- Mendeb’ i ve Yemen topraklarını ele geçirmekti. Osmanlılar Babu’l- Mendeb’ i Mekke’ ye açılan kapı olarak sayıyorlardı. Ayrıca Yemen toprakları iki kutsal mescidin yani Medine-i Münevvere ve Mekke-i Mükerreme topraklarının güney kapısı sayılmaktadır. Bilindiği üzere İngiltere Aden’ i ve Yemen’ in güneyinde bulunan çevre topraklarını da ele geçirerek yetindi. Portekiz ise Sokorta adasını ele geçirmekle yetindi. Onlarca yıllık işgalden sonra geri çekildi ama Osmanlılar geldiler ve özellikle Yemen’ in kuzeyi, ortası ve batısında bulunan bölgeleri koruduğu gibi birçok Yemen adalarını da korudu.

Bütün bular, Osmanlıya şefaat etmedi. İmamlar, Osmanlı ordusuna ve Osmanlı ailelerine acayiplikler yaptılar. O cinayetlerden bazıları, tüyler ürperten, insanlığa karşı tüm yönü ile yapılan cinayetlerdi. Bu cinayetler Yemen’ de bulunan Osmanlıların büyük felakete maruz kalmasına sebep oldu. Türkler, Yemen’ de maruz kaldıkları cinayetleri birçok hikâye ve ünlü hüzünlü şarkılarla anlattı.

Yemenli tarihçi Profesör Ali Carullah Al – Dhib Al – Hamadani’ nin ansiklopedisinde “Osmanlı İslam Hilafetin Gölgesinde Yemen’ deki Medeniyet Rönesans’ı” – basılı ansiklopedi – Ekonomi, sanat ve eğitim Rönesans’ının boyutunu, gerçekleri ve kanıtları ve yaklaşımı belgelendiriyor. Büyüklüğü nedeniyle birkaç yazı yazarak yer verilmesi gerekiyor. Osmanlı İmparatorluğunun başarılarını dört eksende özetliyor:

1- Yemen’ i işgalle tehdit eden saldırıyı uzaklaştırmak, işgalci ve sömürgecileri püskürtmek.

2- Yemen adalarını ve şehirlerini korumak, devasa binalar, karşı konulamaz kaleler, hisarları dağlarda, sahillerde ve muhtelif önemli adaların bulunduğu yerlere inşa etmek.

3- Birkaç yerel liderlerin ve otoritelerin hırslı çatışmasından sonra gelen itirazlara karşın tek siyasi yapısı içerisinde Yemen’ i bir bütün olarak birleştirmek.

4-Muhtelif yaşamsal alanlarda Rönesans yapmak. Bu alanlar eğitim, sağlık, tarım, sanayi, yönetim, yasalar, imar faaliyetleri, yargı işleri ve mahkemeler, basın, kültür, sanat – matbaaları vb. – ulaşım, yol, iletişim – telgraf, ordu ve güvenlik güçleri ve başka temel Rönesans’ ı yaşatmak için gereken hususlar.

Öte yandan tarihçi Al – Dhib, birinci dünya savaşından sonra Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışının ardından İmam Yahya Hamideddin'in hükümetin dizginlerini ele gelmesiyle nasıl bir uygarlığın yeniden doğuşu yok edilir konusunu zikrederek göstermiştir. Belki de bunların arasında en belirgin olanları şunlardır:

1-İmamlık otoritesi karşılığında işgalci ve sömürgecilere Yemen toprakların çoğunluğu devredildi. Bunlardan birisi de Ali Sait Paşa ve Yemen’ li kahramanların işgalden kurtardığı Yemen güney topraklarını İngilizlere bırakmak oldu. Kuzey ve Doğunun boş çeyreğini de İdris’ilerse bırakmıştır.  

2-Ve Yemen Afrika’sında Osmanlı döneminin sonuna kadar Yemen devletine ait olan “Somali ülkesinden Afrika'nın doğu kıyılarının sonuna kadar olan Danakil Eritre toprakları”.

3-İmamların hüküm sürdüğü Yemen’ den kalanlar bile siyasi, mezhebi ve sosyal olarak parçalanmış olup, “böl-yönet” politikası kullanılarak bir gurubu diğerinin üzerine musallat etmiştir.

4-Parlamento hayatını engellemek ve daha önceden yapılan seçimleri yapmamak, hatta parlamento binasını Sana şehrinde sonsuza dek kapatmak. Ayrıca diğer seçilen meclisleri kapatarak, yürütme organını desteklemek ve denetlemek için ahaliden seçilirdi. Ardından bina kadın cezaevine çevrildi ardından 1928 miladi yılında “Berdekan” çiğnemelik tütün satış ve öğütme işlemini yapmak üzere bir Rus şirket tarafından kiralandı. Ardından, Profesör Doktor Hüseyin Al – Omari 1992 tarihinde yayınlanan Bilge Al – Carrafi yıllığı adlı yazısında bahsettiği gibi Sana ahalisine satıldı.

5-Osmanlı devletinin inşa etmiş olduğu üniversite ve okulların kapatılması ve inşa ediliş amacının dışında kullanılması, mesela Sana Yüksek Öğretmenler Üniversitesinin yıkılması – şu an özel sinema binası olarak kullanılmakta olup, Sana başkentinde Bekiriye kubeli caminin kuzeyinde meydanda bulunmaktadır.

6-Sana’ da Sultan Abdülhamit Sanayi Üniversitesi imam tarafından cezaevine çevrildi, vaktiyle cezaevinin bilinen adı Sanayi cezaevi idi, şimdi ise Harbiye müzesi olmuştur. Ve bazıları hurda deposuna çevrilmiştir. Ayrıca Kız Fakültesi – şu anda bina yolsuzlukla mücadele komisyonu olarak kullanılmaktadır.

7-Bazıları da aile konaklama yerlerine çevrildi, mesela Hudair mahallesinde bulunan “Reşidiye” Muhasebe ve İdareciler Fakültesi imamın damadına verilmiştir.

8-Sanayi hayatın durdurulması ve Yemen kapısında var olan muhtelif fabrikaların “Demir Çelik Fabrikası, Yedek Parça Fabrikası, Silah ve Mühimmat Fabrikası” gibi yerlerin kapatılması.  Silah ve mühimmat fabrikası bir günde yedi ila on bin mermi ve top üretiliyordu – şimdi ise merkezi atölye Yemen kapısındadır.

9-Vatandaşlar için devlet tarafından ücretsiz olarak sunulan tıbbi ve sağlık hizmetlerin durdurulması, hastane ve genel olarak eczanelerin kapatılması, mesela 370 yatak kapasiteli Sana da bulunan Osmanlı Askeri Hastanenin kapatılması, bu hastane vakti zamanında modern tıbbi cihazlarla donanmıştı, ardından İmam Yahya hastanenin adını “Daru-l Sadet” olarak değiştirip, kendine has konut olarak belirledi, şimdi ise bina manevi yönlendirme ve milli müze olarak değiştirilmiştir.

Mart 2011 yılına ait ilk basım İtalyan gezgin Renzo Manzoni'nin “Yemen - Sana’ ya Yolculuk” adlı belgesel kitabında bu hastane ile ilgili detayları ele almıştır. Sana - Sosyal Kalkınma Fonu yayınları, bu gezginin Yemen’ i 1877 – 1878 yıllarında ziyaret etmiş olup, Sana’ da birkaç ay kalmıştır. Bu hastaneyi tanımlayan en meşhur yazıları ise:

Sana’da harika askeri bir hastane var (Ezca - Hane) devasa, muhteşem, Avrupa tarzı ile tasarlanmış olup, iki kattan oluşmaktadır. Çok geniş koridorları, hastalıklara göre hastalar için ayrılmış yirmi salonu mevcuttur. bu salonların birisi Frengi hastalarına bakıyor, diğer salon ameliyathane, bir salonda ateşlenen hastalar için, bir salonda bulaşıcı hastalık taşıyanlar ve bir salonda göz hastalıkları için ayrılmıştır. Bu hastaneyi hayal edin – biz hala 1878 yılındayız – günün 24 saati boyunca 6 Hristiyan doktorların başında Albay rütbeli Türk asker doktor mevcuttur. Ayrıca 8 cerrah, 10 eczacı, laboratuvar teknisyeni ve morg bulunmaktadır. Yunanlı personel, ahçı, temizlik hizmetleri yardımcısı, güvenlik elemanları, lojistik ve diğer hizmetler mevcuttur.

Posta Sana ve El Hudeyde arasında düzenli olarak posta servisi mevcut olup, bir hafta içerisinde postalar gidip, geliyordu.

Türk Okulu teknik ve ilkokul olarak ikiye bölündüğünden bahsetmiştir. Bu okullara sanayi alanında yetiştirilmek üzere babaları tarafından gönderilen çocukların eğitimin değerini anladıkları için bu okullara gidiyorlardı.

Yegâne yazar Profesör Ali Al – Dhib’ in Osmanlı İslami Hilafetin Gölgesinde Yemen Uygarlık Rönesans’ı adlı kitabında yazılanlara geri dönüyorum:

Mütevekkil İmamların Hükmündeki Acı Hasat 

1-Tren, demir yolları ve benzeri ulaşım alanlarındaki dev ekonomik projelerin durdurulması, bu projeler ulaşımı kolaylaştıran, Yemen için çok fayda ve yüksek gelirler elde etmesini sağlıyordu. 1911 miladi yılında ilk tren Yemen’ e giriş yapmıştır. El – Hudeyde ilinde büyük bir kutlama ile giriş yapmış olup, Yemen’ deki devletin üst düzey adamları da bu kutlamaya katılmıştır. Tren savaş döneminde durmasına rağmen birinci dünya savaşından sonra çalışmaya devam etmiştir. Osmanlı yönetimi çekildikten sonra şirket çalışmak için geri döndü lakin İmam demir yolu çalışmasını icra eden şirketin devam etmesini engellemiştir. Ardından nihai olarak durduruldu, bunun yanı sıra Güney tarafından Munakhah dağı arkasında Anes’ e doğru yönelen Al-Hujaila bölgesine ulaşan Sana El – Hudeyde demir yolu projesi durdurulmuştur. Fransız şirketin Osmanlı yönetimi tarafından ödemeyi tam almasına rağmen proje imam tarafından devam edilmesine izin vermemiştir. Hatta İmam döşenmiş olan demir yollarının sökülmesini bile emretmiş olup, sökülen demir yolları ile kılıç, balta, çekiç, pranga olarak kullanılmıştır. Ahşap ise destek ve çatı olarak kullanılmıştır.

Özet olarak Yemen Çağdaş hayatı boyunca faydalanabileceği ve elde gelir sağlayabileceği en büyük ekonomik projeyi kaybetmiştir.

2-Arap yarımadasında ilk matbaa olarak Yemen’ e giren matbaanın kapatılması, basın işlerinin durdurulması, özgürce görüş bildirmenin engellenmesi. Gazete ve dergiler haftalık ve aylık olarak basıldıktan sonra her türlü belde, il ve hatta dış devletlere bile dağıtılıyordu. Mesela 1872 miladi yılında Yemen gazetesi veya 1876 miladi yılı Sana gazetesi. Bu gazetelerin basılı hali halen bugünüme kadar mevcuttur. Bunların hepsi 20. Yüzyılın başında İmam Yahya Hamid El – Din Yemen dizgilerini ele geçirdikten donra durdurulmuştur.

3-Düzenli, profesyonel, vakti zamanında en üst düzey eğitimler alan orduyu terhis etmesi ve onun yerine cahil, yeteneksiz ve imamın dediklerini yerine getirenle değiştirilmiştir.

4-Mali ve muhasebe sisteminin durdurulması ve bankaların kapatılması, altın ve gümüşlerin alınması ve imamın özel kasasına konulması, ticari hayatın o zamanlarda alışık olunan düzen hemen hemen durdurulması, ayrıca Osmanlı paralarının iptal edilmesi, özellikle kâğıt paralarının iptal edilmesi.

5-Yol, köprü, Pazar, okul, Sultan ağırlama hanları, devlet daireleri gibi birçok muhtelif alanlarda devletin inşaat, genel imar işlerinin durdurulması.


Akıllara gelen soru aslında bu gerçek olaylar ve Yemen’ deki Osmanlı devletinin tarihi ile ilgili belgeler nasıl unutuldu ile alakalı olarak görüyoruz ki bazı araştırmacılar Osmanlının geçmişini çarpıtan ve gerçekleri yok edip ve gizleyenler oldu. Bazıları ise o belgelerden sadece sınırlı sayıda seçerek bir kısım yerleri okumakla yetinir. Ama bundan asıl amaç eski kralların cinayetlerinin gizlenmesidir ve en geri kafalı olanı da İmam Yahya Hamid El – Din ardından kendisinden daha kana susamış ve zalim olan oğlu İmam Ahmed Yahya Hamid El – Din (1918 - 1962) yılları arasında Yemen’ i hükmetmiştir. Seçilmiş araştırmalardan birçoğunda Hamid El – Din evinden sürekli imamlara övgüler yağmıştır. Ve onlar Yemen’ i kurtarmaya gelmişlerdir. Osmanlıya karşı yapmış oldukları her türlü yıkım, savaş, kan akıtma, Yemen’den çekilirken Osmanlının bırakmış olduğu tarihi eserlerin yok edilmesi gibi birçok alanı mahvetmek için kendilerince bir haklı nedeni vardı. Yemen’ de bulunan Osmanlı hâkimiyetini kasıtlı olarak insanlara çirkin gösterildi, imamlar bunu bilerek imha ettiler ve buna karşılık olarak insanlara dediler ki bunlar yaptıklarının yerine hiçbir şey koymadılar, sadece kendilerine özgü menfaatler, akraba ve tanıdıklara ve kurmuş oldukları İstanbul’ daki devlete menfaat sağladılar.   

Taraf tutan ve tasnifi yapılmayan Arap, Ermeni, Laik, Hristiyan ve Safevi olan on iki Şii araştırmacı ve tarihçilerin araştırmaları ve çalışmaları çoktur. Bunların hepsi Osmanlı devleti ile geçmişe dayalı mezhep, din ve kültürel çatışmadan dolayı yapılmıştır. İnsafsızca ve dürüstlükten yoksun bir şekilde yalan, saptırılmış çalışmalar ortaya koymuşlardır. Bu çalışma ve araştırmalar gerçekleri ve yok etmiş veya okumasını yüzeysel hale getiren araştırmalar olup, gerçekleri tarih akışından saptırmıştır. Dolayısıyla Müslüman ve Arap nesilleri yanıltmış olup, halen bugünümüze kadar Arap ülkelerinde Osmanlı sömürgeciliği olarak tarihi yazmaktadırlar!!

 

Ayrıca oku

Yorumlar

Reklam alanı